29 Ağustos 2016 Pazartesi

MUTLU MUYUZ ?

"Yazmak mutsuzluktur mutlu insan yazmaz"
Ünlü şair İlhan Berk'in dizesiyle ertlenmiş pazar yazıma başlıyorum. Dün akşam bu dizeyle vuruldum. Arada bi olsa da ben de yazı yazdığım için sorguladım kendimi. Sahi ben 'mutlu muyum' diye İş, okul, aile vs. yaşantımı düşündüm. Çok büyük sıkıntılarım, dertlerim yoktu. Ama mutsuzluk vardı bende. Daha çoğunu isteme, her şeyin en iyisini, en yenisini isteme gibi bi doyumsuzluk değildi benimki. Ama mutsuzdum. Masa başı işte çalışmam bunda büyük etkendi. Ama temel neden bu değildi. Size kendi mutsuzluğumu yazarak sizi de mutsuz etmek değil niyetim. Niyetim hepimizin muzdarip olduğu mutsuzluk'dan bahsedeceğim.

Evet hepimiz aslında tamamen olmasa da yarı zamanlı mutsuzuz. Kronikleşen bizi esir eden mutsuzluğumuzu alanında uzman biri gibi teşhis edeceğim.
Temel mutsuzluğumuzun sebebi : 'Akıllı telefonlar, sosyal medya'
-Yok canım daha neler
-Biz gayet akıllı telefonla mutluyuz.
-Değilsiniz arkadaş.
Akıllı telefon, sosyal medya ile mutlu olunsa idi uyku dışında zamanın neredeyse hepsini elinden düşürmediğimiz bizler mutlu olurduk. Sor kendine 'mutlu muyum' diye.
'Değilim' diyeceksin.
Bak çevrendeki insanlara gerçekten kim mutlu onlar da mutlu değil.
Şu an yaz sezonu. Herkes tatilde. İnstagramda, snapchatta, facebook'da herkes gezdiği yerleri, deniz, kum güneş temalı fotoğraflar paylaşıyor. İçinden geçiriyorsun. Şu izinleri ayarlayayım, köşeye biraz para atayım ben de tatile çıkacağım.
Onlar görür onlar 10 fotoğraf atıyorsa ben yüz fotoğraf atacağım ne kadar eğlendiğimi mutlu olduğumu herkes görsün nispet yapacağım diye geçiriyorsun içinden. Ve  tatile çıkınca yapıyorsun da..
Tatil ile ilgili tespitlerimi başka yazıya bırakarak akıllı telefon olayına tekrardan parmak basıp defolacağım mutsuzluk dünyama..
İphone 3S (temsili) TAKOZ ama zamanın efsanesi  
İlk kez akıllı telefonu 2010 yazında Antalya'da otelde eşek gibi çalışıp 1 aylık maaşımı yurt dışından Antalya'ya tatile gelen aileden ikinci el İphone 3 S alarak sahip olmuştum. Şu an herkes ayfon 6 S'ler Plus'lar kullandığına bakmayın. Ben iphone 3S kullandığımda akrabalarda çevremde maddi durumu iyi olan kişilerde bile İphone demiyorum bak akıllı telefon bile yoktu. Diyerek biraz bende hava atarak kendi kendime mutlu olayım.

Akıllı telefon aldığımda üniversitede
Ooo iphone, şekilsin, Adam kro ama iphonesi var. Diye arkadaşlar takılıyordu. Olay iphone değil. Olay akıllı telefonu aldıktan sonra zamanımın çoğu telefonda geçirmemdi.
Appple store'den (o zaman İ Tunes'di) uygulama indirip söürüne kadar kullanıyor, oynuyor sonra siliyordum.
TOLKİ 
Bi ara hatırlıyorum 'Tolki' veya başka bi chat programı vardı. Dünya üzerinde rastgele insanları eşleştiriyor. Karşılıklı yazışıyordun. Bi gün birisi ile abartmıyorum o programda yurt dışından biri ile 12 saat yazışmıştık. Ev arkadaşlarım Caner, Çağdaş belki hatırlar.
TWİTTER
O zamanlar Twitter siye bi şey var. Bilhattem Yakup kullanıyor. Çok güzella sen de kullan dedi. Bilhatte 140 karakter ile neyimi anlatacağım kullanmam dedim. Ve sonra indirip nesin neyiymiş deyip kullandım. Ve yine abartmıyorum günlük 15 saat kullanıyordum. Ne yapıyordun 15 saat ben de bilmiyorum. Ama en sevdiğim şey. Herhangi birinin twitterine en geriye gidip tüm tweetlerini okumaktı. 2 bin 3 bin tweet alatan çok kişinin tüm tweetlerini okuduğumu bilirim. Arkadaşlarla goy goy falan yapardık twitter üzerinde
FORSQUARE 
Siz forsquare'yi de bilmezsiniz. Sonradan ismi değişti siz 'Swarm' diye bilirsiniz.
Neymiş efendim. Gittiğin yerde yer bildirimi check-in yapıyorsun. Tamamen gösteriş için yapılan bi uygulama. Tabi sosyal medyanı bağlama ve direkt mesajlaşma özelliği gelince bi şeye benzedi. Bazıları iyi ekmeğini yedi.
İNSTAGRAM
Sadece fotoğraf paylaşılan bi uygulama mı olurmuş. Eskiden ne güzeldi sadece insanlar yediğini içtiği yemeden önce çekip paylaştığı için dalga geçtiğimiz bi uygulama idi. Tabi şu an herkes de akıllı telefon olunca herkes fotoğrafçı oldu o ayrı konu.Yahu ne saçma şey facebook var ya zaten diyordum. Demez olaydım. Şu an en çok kullandığım en çok zamanımı alan 1 numaralı uygulama.
İnstagram başlarda sadece fotoğraf paylaşılırken sonradan 15 saniye video paylaşma özelliği getirildi. sonrada 1 dakika oldu şimdi. İnstagram'ı facebook satına alınca kendini baya geliştirdi. Şimdi snapchaat özelliği getirilince Snapchaat'i tahtınan etmeye kararlı gözüküyor.
SNAPCHAAT
Neymiş efendim. Çektiğin paylaştığın videolar 24 saatte siliniyormuş. Böyle saçma uygulamamı olur. Bari bi hafta kalsın. Diye snapchaat kullanan arkadaşlar ile dalga geçiyordum. Sonra bi ne varmış hele bende bakayım deyip indirdim. Ve sonra bi baktım ki her an'ımı paylaşıyorum. Şu ana kadar ne saçma uygulama böyle şey mi olur dediğim her şeyin bağımlısı oldum. Tabi snapchatta kendini geliştiriyor sürekli farkla yüzler efektler getirerek eğlenceli vakit geçirmemizi sağlıyor.
NİÇİN SOSYAL MEDYAYA VEDA EDİYORUM   
Kademeli olarak akıllı telefondan vazgeçme kararı aldım. Öncelikle 1 hafta deneyeceğim. Uyuduğum ve çalıştığım zaman dışında zamanımın çoğu akıllı telefonda geçiyor. Uyumadan önce son kez sosyal medyaya bakıp uyuyorum. Gece bazen uyanınca wifi'yi mobil interneti açıp ne olmuş diye bakıyorum. Uyanınca olmayan sevgilime günaydın mesajı atacağıma sosyal medyada ne olmuş diye bakıyorum. İşe giderken, çalışırken derste iken, eve dönerken, arkadaşımla muhabbet ederken akıllı telefonu kurcalıyorum. Hatta afedersniz sıçarken bile telefona bakıyoruz. Bari deliğe düşse de üzerine sıçsak da kurtulşsak akıllı telefondan. Ama kurtulamıyoryuz. Bin parçaya bölünmüş hissediyorum kendimi. Ciddi odaklanma problemim olduğunu anlıyorum. Hiç bi şeyden tad almıyorum. Hep başkalrını takip edip başkalrı ne yapır diye merak ediyorum. Ama hayatımın merkezindeki ben, ailem, arkdaşlarım ne yapıyor kendimizden habersiz yaşıyorum. Bi çoğumuz daböyleyiz. İnkar edecek halimiz de yok. Tamam teknoloji çağındayız kullanmasak olmaz ama sıçarken bile telofonla uğraşıyorsak çok ciddi problem var demektir. sosyal medya hesabının olmaması gerçek yaşamda yaşamamak manasına geliyor. Facebook dahil çoğu sosyal medya hesabı kullanmayan bi arkadaşım facebook açınca niye açtın diye sorduğumda.
-Mikail kimse benim yaşadığımı bilmiyor. Yaşadığımı bildirmek bende varım demek için açtım demişti..
Olayın vehameti ile karşı karşıyayız. Sosyal medyamız olmayınca yaşamıyoruz manasına geliyor.
Tüm sosyal medya hesaplarında varım. Yukardaki sebeplerden ötürü kademeli olarak sosyal medyaya, akıllı telefona veda etmeye çalışacağım.
Daha tinder, candy crush, happn, instamessage,tumblr, periscope ile ilgili anılarım da var. Onları da başka yazıya bırakıyorum uzunca bi yazı olduğu için reklamlardan sonra vedalaşacağım size.

Yaptığım tespitlere göre saçma uygulama dediğim ne varsa hepsini indirip bağımlısı oldum. Şimdi radikal bi karar alıp haftaya pazara kadar (1 hafta) watsaap dışında sosyal medya uygulamalarını kullanmama kararı aldım. Bana sosyal medyadan ulaşmak isterseniz. Haftaya pazar cevap veririm. Ki ulaşacağınız sanmıyorum da neyse :)

Benim mutsuzluğumun ve çoğumuzun mutsuzluk kaynağı elimizden düşmeyen akıllı telefonlar.  Akıllı telefonlardan vazgeçtiğimiz kadar özgürlüğe mutluluğa yaklaşacağız. Yazımın başında İlhan Berk'in"Yazmak mutsuzluktur mutlu insan yazmaz" dizesiyle başladım.
Yazmak mutsuzluktur.
Farkediyorum ki. Ben sadece yazdığım, okunduğum zaman mutluyum. Bundan sonra yazarak okuyarak, gerçek hayatı dokunarak mutlı olmaya çalışacağım. Yazımı paylaşıp sosyal medya hesaplarımdan çıkış yapıyorum. Bi sonraki pazar yazımda görüşmek üzre. Sosyal medyadan uzak kalın...

Mikail Eren
29 Ağustos 2016
İstanbul/Esenyurt

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder