Tanrı'nın gazabına uğramış damlaların gökyüzünden.. |
Tanrı'nın gazabına uğramış damlaların gökyüzünden süzülüşünü izliyorum bulanık bi camın ardından. Kışlar yitip gidiyor bu diyardan, baharlar geliyor bu şehre. Ağaçlar tomurcuğa durmuş. Kırlangıçlar başka diyarlardan bu diyara doğru göç yolunda. Kırlangıçlar ki ağlayınca ölen canlılar. Gözlerimde son damla gözyaşı, gelince dökülecek gözlerimden. Kırlangıç misali, yitip gideceğim baharımı yaşamadan, seni yaşamadan. Seni yaşamak seni tanımadan geçer.!
Kırlangıçlar ağlarsa ölür.. |
Seni tanımak;
Dünyanın derinliklerine, magmaya inmek gibi yakıcı.. Seni tanımak denizin üzerinde yalınayak koşmak kadar yalın bir yalan.. Seni tanımak üç bin beş yüz yıllık mumyanın canlanacağı mahşer günü. Seni tanımak kutupta altı ay güneşi beklemek kadar sabır işi.. Seni tanımak yasaklı ağaçtan koparılan meyve gibi yasak.. Seni tanımak dünya gibi katman katman tabaka tabaka.. Ey gözleri gülen mi yoksa ağlayan mı güzel. Seni tanımak neden lügatlarda yok. Kapının tokmağını vurup duruyorum. Belki bam teline dokunurum da açarsın içerden açılan kalbinin kapısını. Bir insanı tanımak, özüne inebilmek işte bu kadar zor.
İnsanlar karşındakilerine sorar:
+Nasılsın iyi misin ? diye..
Karşıdan gelen cevap ise:
-İyiyim sen nasılsın ?
F.Nietzche |
Gök yüzünden yeryüzüne süzülen bir yaş damla iken ana rahmine düşen. Hayatımızın ilk çeyreğini bitirmiş yarısına doğru yol alıyorduk. Biz Y Kuşağı gençliktik. Biz 90 ve sonrası kuşakdık. Teknolojiyi belli bir yaştan sonra gören ara kuşak. Hayat bizi daha asfalta sürtmemişti. Hayatın zorluğunu görmeye beş kalmıştı, ölüme beş kaldığı gibi.
Biz kimiz biliyor musunuz ?
Biz Tanrı'nın gazabına uğramış yaş/larday/dık. Çünkü 'yaşdık'. Yaşımız 18-25 arası idi. Biz toy delikanlı ya da genç kız idik.
Mikail EREN
(Circirbocegi ,.K.H,,)
17.02.2014 s.03.07
Mersin/Mezitli
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder