Acıya sabredince mi olgunlaşır insan yoksa acıdan kaçınca mı. Kafamdaki ikilemler uykumda bile rahat vermiyor. Günler kara aydınlık arası. Dışarda inşaat işçilerinin çekiç sesleri, yan komşu çocuklarının koşuşlarına karışıyor. Güneşimi kapatıyor sol cephemde her gün daha da yükselen bina. Ve uykularım kaçıyor. Oysa geceden demliydim. |
Gültekin AGRİ |
Maziye, yaşanmamış yaşanmışlıklarıma daldım. Bu gece her gece gibiydi işte uykularım uykusuz, karanlığım zifiriydi...
Gültekin'in her sabah fırlattığı terlik |
Bu gece farklı bi şey hissediyordum. Uyuyamıyordum horoz sesleri aydınlıksız gündüzümü tüketiyordu. Karanlık zifiriden çatlayıp aydınlık başlayacaktı. Evet o gelecekti bu gece rüyama İlk ve son aşkım hayatımın anlamı. Uyku ile uyanıklık arasındaydım. Kapı usulca açıldığını hissettim, salon onun bana ilkbaharı tanımlayan iğde kokusuyla dolmuştu. Yatakta doğrulmaya çalıştım.
Heyhat ki doğrulamadım. Onu ilk gördüğüm elbisesini giydiğini süzülüşünden anlıyordum. Yanıma yaklaştı kalbim ritimsiz atmayı bile bıraktı. Kokusuna daha da hissedince benliğim beni terk etmişti. Dahada yaklaştı aklımıda kaybettim. Ve birden dudağımdan kan kırmızı bi 'ACI' hissettim. Ev arkadaşım Gültekin'in "La kalk ketıla su kat kahvaltı yapalım yine salonda uyumuşsun" yüzüme fırlatıp dudağımı kanatan terlik darbesiyle uyanıvermiştim.
Mikail EREN
(Circirbocegi ,,K.H,,)
03/04/2014
Mersin/MEZİTLİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder