24 Mayıs 2016 Salı

BAKANLAR ŞEHRİ ADIYAMAN



Not: Adıyaman'lı yerli 'Zaytung' haberidir :)
Binali Yıldırım'ın Başbakan seçilmesi gözleri bugün açıklamasını beklediğimiz bakanlar listesine çevirdi. Adıyaman'da dırnaklı ekmek, közlenmiş biber patlıcan, ayranla kahvaltı yapan Adıyaman'lılara çevirdi. Binali Yıldırım'ın Adıyaman'ı çok sevdiği tüm Adıyamanlılarca bilinmekte. Bu da Adıyamanlılar da acaba bu sefer tarihimizde ilk kez bakan çıkartır mıyız ? Acaba kör mahkus talihimizi yener miyiz ? heyecanını beraberinde getirdi.

29 Mart 2016 Salı

Yeni nesil gazetecilik Papiroom mu?


İnternetin yaygınlaşması herkesin akıllı telefon olması bir çok alışkanlığımızı değiştirdiği gibi gazete okuma alışkanlıklarımızı da değiştirdi. Bayiden gazete almak ya da gazetedeki haberleri gazeteden okumak yerine internetten anlık takip ediyoruz. Örneğin bir yada bir kaç gazete alsak sadece o gazetelerle sınırlı kalıyoruz ama internet öyle değil.

20 Mart 2016 Pazar

YAŞIYORUM


Şehrin İstiklalindeyim. Yürüyorum.. Bu coğrafyada yaşamak pahalı ölmek ucuz.

Bu aralar bana 'Nasılsın' ? Diye sorarsan:

Yaşıyorum'dan başka cevap alamazsın. Son aylarda yaşanan patlamalardan sonra herkes yaşadığına şükreder oldu. İşe, okula giderken, yoldan karşıya geçerken, durakta otobüs beklerken, İstanbul'un İstiklal'inden yürürken her an bi canlı bomba vs. patlayıp ölebilirsin - ki ölüyoruz da.

28 Şubat 2016 Pazar

Metrobüse Nasıl Binilir

Taşı toprağı olan altın olan ey koca Metropolistan Ey İstanbul ne hayatlar son buldu sende ne hayatlar var oldu sende. Herkesi savurdun bi o yana bi bu yana. Seni yazmak için uzun uzun yaşamak, tarihi sokaklarını adımlamak lazım. Seni tanımak için; Gece kondunun kırık penceresinden gökdelenleri seyretmek lazım.
Not: Umarım 2017 de metrobüs yukardaki caps gibi olmaz.
Gerçek İstanbul diye bi tabir vardır. Gerçek İstanbul Surlar'ın içindeki bölgedir. Yani çoğumuz aslında İstanbul'da yaşamıyoruz.

Hergün daha çok göç alan İstanbul'un merkezi şiştikçe İstanbul'un dış ilçelerine, kuzeye, batıya, doğuya doğru genişlemeye devam ediyor. Hergün koca koca inşaatlar yükseliyor. Arz talep meselesi de diyebiliriz yoksa bu kadar insanın ne işi var.

22 Şubat 2016 Pazartesi

PAMUK ŞEKER



PAMUK ŞEKER


Pamuk şeker vereyim mi ? Hem yersin hem de fotoğrafını çekersin dedi. Pamuk şekeri aldıktan sonra uzaklaştı. Giderken de bana fotoğraflamak kaldı pempe kızıl gün batımını. Hayatımız pamuk şeker gibi. Dışardan bakınca şehrin cazibeli ışıkları gibiyiz. Ama şehrin ara sokaklarına dalınca cazibesini yitiyor parıldayan ışıklar, hayatlarımız gibi.

Anne, kız çocuğunu alıp sahil boyunca yürüyüşe çıktı güneşli bi pazar günü. Pamuk şeker satan yaşlı adamı gören minik kız; anne bana da pamuk şeker alsana dedi muzip kız çocuğu edasıyla.

9 Şubat 2016 Salı

Bölük Pörçük

Bu pazar size dopdolu yazamayacağım. Her şey bölük pörçük. Klavyemdeki tuşlara rastgele basacağım. Yüreğimden aklımdan nasıl ne geçiyorsa öyle yazacağım. Mesai saatim bitmek üzere mesai saatim "sabah 9 akşam 6" bitmeden pazartesi salıya evrilmeden bu yazımı bitireceğim.

 Kendime söz vermiştim her pazar yazacağım diye. Ve yazıyorum şimdi. Saatim 17.16'yı gösteriyor.

31 Ocak 2016 Pazar

Hey dostum senin en büyük sorunu ne biliyor musun ?

"Hey dostum senin en büyük sorunun ne biliyor musun. O lanet kıçının kafandan büyük olması" (ya da tam tersi hatırlayamadım) Amerikan filmlerinde siyahilerin sıklıkla kullandığı ve bizim de dilimize dolanan repliği ile başlamalıyım yazıma. Çünkü kişisel olarak en büyük sorunumuz nediri sorgulayacağım bu yazıda. Bizim en büyük sorunumuz kafa kıç meselesi değil tabi. Gerçi bu da olabilir. Çünkü kafamız yerine başka yerlerimizi geliştirmekle meşgulüz. Bunu başka bi yazıya saklayayım.

Bizim en büyük sorunumuz başlamamak ve